Girişimcilik, çoğu zaman cesurca adımlar atmak, yeni yollar keşfetmek ve sıradanlıktan sıyrılmak olarak tanımlanır. Ancak, ne yazık ki çoğu insanın fark etmediği bir gerçek var: Fikirlerin özgürlüğü, dünyanın kalıpları içinde sıkışıp kalır. Çocukluğumuzdan itibaren bize öğretilen sınırlar, hayal gücümüzü yavaşça yok eder. Herkesin aynı yolda yürüdüğü, aynı hedefe koştuğu bu dünyada, yaratıcı düşünmek neredeyse bir suç haline gelir.
Farklı olmanın cesareti, her köşede sorgulanır. “Bu böyle yapılmaz,” diye başlayan cümleler, yenilikçi fikirlerin üzerine bir örtü gibi serilir. Hepimiz birbirimize benzemeye zorlanırız; oysa girişimcilik, farklı olanın değerli olduğu bir yolculuktur. Ama ne yazık ki, sistem bize “aynı olmanın güvenli olduğunu” öğretir.
Yaratıcılık, zincirlerinden kurtulduğunda gerçek gücünü gösterir. Ancak, küresel düzen ve korkular bu gücü sürekli bastırır. Girişimcilik, yalnızca bir iş kurmak değil, aynı zamanda bu duvarları yıkıp gerçek özgürlüğe kavuşmaktır. Girişimci olmak, özgür olmaktır. Bu dönem “Fikirden İşe Girişimcilik Atölyesinde” bu özgürlüğü arama çabasına gireceğiz.
PERŞEMBE / 19:00